Bizim Sınıf

Bir Fincan Kahve Hikayesi Bir gün felsefe profesörü derse elinde kocaman boş bir kavanozla gelir. Diğer elinde de bir poşet ve poşetin içinde henüz ne olduğu belli olmayan bir şeyler vardır. Profesör, kavanozu masaya koyar ve poşetin içinden çıkardığı büyük taş parçalarını, kavanozun içinde yer kalmayacak şekilde yerleştirir. Sonra sınıfa sorar “Sizce bu kavanoz tamamen doldu mu?” diye. Sınıftakiler hep bir ağızdan “Hayır, hala aralarda yerler var” derler. Sonra profesör poşetten çakıl taşları çıkarır ve aralara onları yerleştirir, ağzına kadar doldurur. Yine sınıfa sorar “Sizce bu kavanoz tamamen doldu mu?” diye. Sınıftakiler hep bir ağızdan “Hayır, hala aralarda küçük aralıklar var” derler. Profesör, son olarak poşetten kum çıkarır ve kumu, kavanozun içine boşaltır. Kavanoz artık ağzına kadar dolmuş, boşluklar kalmamıştır. Ve tekrar sınıfa sorar “Sizce bu kavanoz şimdi tamamen doldu mu?” diye. Ve sonunda sınıftakiler hep bir ağızdan “Evet artık doldu” derler. Profesör gülüms